Bir zamanlar her şeyden şikayet eden, her gün hayatın ne kadar da berbat olduğundan yakınan bir kız varmış. Hayat ona göre çok kötüymüş, çözdükçe yenisi çıkan problemlerden bunalmış...
Genç kızının bitmek bilmeyen bu mızmızlanması karşısında, aşçı olan babası ona bir ders vermek istemiş.
Ocağa 3 cezve koyup sular kaynayınca içlerine sırasıyla patates, yumurta ve #kahve çekirdekleri yerleştirmiş. Dakikalar sonra patates ve yumurtayı birer tabağa, kahveyi ise güzel bir fincana koymuş ve kızına "Nedir bunlar?" diye sormuş. Mutsuz ve umursamaz kız "Patates, yumurta ve kahve işte!" diyerek alayla cevap vermiş. Babası daha yakından incelemesini isteyince yumuşamış patatese, sert yumurtaya dokunmuş, kahveye geldiğinde ise nefis aromasını içine çekip koca bir yudum almış. "Tüm bunlar ne anlama geliyor?" diye sorduğunda babası şöyle yanıtlamış: "Patates de, yumurta da, kahve de aynı sıkıntıyı çekti, aynı suda yandı. Patates sert ve tavizsizken ezildi, yumurta kırılganken içini sertleştirdi, kahve ise kendi değiştiği gibi suyu da değiştirdi. Sen hangisi olmak istersin? Bir sıkıntı kapını çalarsa ne tepki vereceksin? Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin, yumurta gibi kalbini mi katılaştıracaksın, yoksa kahve çekirdekleri gibi başına gelen olayların duygularını olgunlaştırmasına ve hayatına apayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin?"
Ya siz hangisi olacaksınız?
Hayata mutlu bakmayı seçtiğiniz, mücadeleyi elden bırakmayacağınız güzel bir hafta dilerim sevgili dostlar...
#gevrekandgingerkahve

Türk kahvesinin yanındaki su önce mi içilir, sonra mı?
Fransız yazar Théophile Gautier, "İstanbul" adlı kitabı için biriktirdiği anılarında şehrin kahvehanelerini anlatırken, Doğu dillerini çok iyi bilen ve Müslüman kıyafetleri ile dolaştığı için fark edilmeyeceğini sanan bir Avrupalının şaşkınlığına da yer verir.
Zira yabancı, kahvede kendisine "Frenk" diye seslenen bir bedeviye bunu nasıl anladığını sorduğunda "Çünkü suyu kahveden sonra içtin!" cevabını alır.
Türk kahvesinin yanında gelen su, damakta kalan tüm figüranları oyundan alıp sahneyi ilk yudumun tiradına açmak içindir. Hatta eski adetlere göre kahveden sonra içilen su "Kahve kötü olmuş," mesajı taşımakta ve ayıp sayılmaktadır.
Kahvemiz hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler sitem olan "www.gevrekandginger.com" a bir göz atabilirler!
Türk kahvesi ritüelimizin doğru şekilde nice yüz yıllar boyu yaşaması dileğiyle...
Mutlu bir hafta dilerim sevgili dostlar...
#gevrekandgingerkahve

Geçen hafta İstanbul'da "Yedi", Ayvalık'ta "Zeytin Hasadı Festivali" ile güzel bir gastronomi rüzgârı esti. Bu hafta ise pastırma sıcaklarının oyunbazlığı ile bizi hem güneşli hemde bulutlu günler beklemekte...
Dışarı çıkmadan havayı şöyle bir kolaçan eden dostlara, ayılmaları için hem derin bir nefes, hem de Türk kahvesinden köpüklü bir yudum tavsiye ederim.
Huzur dolu bir hafta olması dileğiyle...
#gevrekandgingerkahve

"Kahve Yemen'den gelir" diyenler için bu sabah Türk kahvemiz bol köpüklü Yemen Mocha...
Kahve üstadlarından sevgili @serifbasaran bir konuşmasında menüsüne alt alta iki seçenek eklediğini belirtmişti: "Türk Kahvesi" ve "Nitelikli Türk Kahvesi"
Müşterilerde farkındalık yaratmak adına çok akıllıca bulduğum bu iki isim aslen alıştığımız Türk kahvesinin maskesini hemencecik düşürmekte.
Son 40 yıldır kahve piyasamızın tekelini oluşturan Brezilya'nın kusurlu çekirdeği Rio Minas sağolsun, ne yazık ki kaliteli Türk kahvesi içmiyoruz.
"İçemiyoruz" demiyorum, nitekim kahvedeki 3. dalgayla birlikte kültür mirasımız için de farklı çekirdekler görücüye çıktı. Anlayacağınız, bu artık bir tercih meselesi.
İstanbul'un birçok cafesinde bulunabileceği gibi, İzmir'de de sevgili @tolgita ve @asli_onder'in @twocupscoffee'sinde deneyip alıştığım Yemen Mocha, benim Türk kahvesine en yakıştırdığım çekirdek. Türk kahvesini acılaştıran iyot ve toprak aromalı Rio Minas'ın aksine, daha yumuşak ve tatlı bir tona sahip.
İnadınızı kırıp bir kez de Türk kahvesini damak tadınıza uygun çekirdeklerle denemenizi tavsiye ederim sevgili dostlar.
Emin olun bu güzel ritüelin lezzetini daha da katlayacaksınız...
Keyifli bir hafta geçirmeniz dileğiyle...
#gevrekandgingerkahve

Bir fincan Türk kahvesinin yanında en iyi giden şey, bir tutam sonbahar...
Sonbaharın hüznüne değil, doğaya yaptığı makyajın nefis renklerine odaklanacağınız huzurlu ve barış dolu bir hafta dilerim sevgili dostlar...

(Sıkça sorulduğu için bu kez yazmak istedim; fincanlar çok beğendiğim bir Ayvalık firması olan @santimetrestudio'dan)

Geçmişte, gelinlik çağa gelmiş kız evlerinin kapısını çalan kaynana adaylarının en tatlı bahanesi olan Türk kahvesi, bu ulvi göreviyle bir deyime de konu olur: "Kahvesi içilmek"
Oğluna yaraşır bir kız arayan meraklı misafir karşılanıp salona alınınca, kahvesi içilecek kız da ayrı bir odada hazırlanır, en güzel elbisesi giydirilip saçları taranır. Bu noktada kız eğer yeşil giyerse çoktan muradına ermiş, demektir.
Kahve servisiyle birlikte görücüye çıkan genç kız tüm misafirlerin göreceği bir yere geçer, manidar göz süzüşlere başlayan kaynana adayı da kahvesini olabildiğince ağır içip kafasındaki gizli testi tamamlayınca kalkar. Damat adayının da dahil olduğu ikinci görüşmede, genç kız eğer oğlanı beğenmediyse kahvesine tuz atarak gönülsüz olduğunu belli eder.
Görücü usulünün tarihe karışmakta olduğu şu günlerde, tuzlu kahvenin bakî kalması, biz erkeklerin şanssızlığı olsa gerek!
Hepinize keyifli bir hafta dilerim sevgili dostlar...

Victor Hugo bayram tatilini çok güzel özetlemiş "Çalışma uçup gidebilen bir alışkanlıktır; bırakması kolay, yeniden başlaması zor bir alışkanlık."
Çalışmaya, üretmeye, öğrenmeye ve öğretmeye, yani "varolmaya" kaldığımız yerden devam edebilmek için güçlü bir kahvaltı, bol köpüklü bir adaptasyon kahvesi, güzel de bir gülümseme yeterli olacaktır.
Hepimiz için keyifli bir hafta dilerim sevgili dostlar...

Ufka bakarken size eşlik eden bir fincan Türk kahvesi varsa, tek bir yudumla yaşamın gürültüsünü, kirini, pasını, parazitini silebilir, gülümseyerek bu güzel güne başlayabilirsiniz...
Hepinize keyifli bir hafta dilerim sevgili dostlar...

"Bu içecek siyah renkli ve acıdır, biraz da yanık kokar. Ağzı yakabilir korkusuyla küçük yudumlarla içilir; öyle ki bir kahvehaneye girdiğinizde çok hoş bir höpürdetme musikisi kulağınıza çalınır...
Türklerin yaşadığı ülkelerde bol bol kahve içilir; ister fakir ister zengin olsun, günde iki üç fincan kahve içmeyen yoktur ve bu, kocanın karısına temin etmek zorunda olduğu temel ihtiyaç maddelerinden biridir..."
Bu ifadeler 1655'te İstanbul'a misafir olan Fransız tüccar Jean Thévenot'un seyahatnamesindeki onlarca türk kahvesi notundan biri...
Anlaşılan, erkeğin evine yalnız ekmek, su değil, kahve de götürmesi gerektiği, Türk kahvesinin sosyal hayattaki yeri ve önemi, bir yabancının dahi gözünden kaçmamış.
Herkes için hayırlı bir hafta olması dileğiyle sevgili dostlar...

Yaz sıcağında bile buzlu lattelere, dondurmalı cappuccinolara, affogatolara ya da cold brew kahvelere aldanmayıp Türk kahvesi ritüelini sürdüren dostlara günaydın...
Tabii bazı ufak kaçamaklara göz yummasını da bilmek lazım değil mi?!
Hepimiz için keyifli ve dingin bir hafta olması dileğiyle...